15 yıldır çözülemeyen şüpheli ölüm: Holding veliahtına savcılıktan şok
Paksoy Holding’in sahibi Mahmut Paksoy’un küçük oğlu Can Paksoy’un kız arkadaşı Nazlı Sinem Erköseoğlu, 26 Eylül 2010’da ağabey Mahmut Emre Paksoy’un dairesinin bulunduğu Beyoğlu Gümüşsuyu Mahallesi İnönü Caddesi’ndeki Mithat Paşa Apartmanı’nın havalandırma boşluğunda meyyit bulundu.
İki kardeşin o gece bir kulüpte ve apartman girişinde imajları tespit edildi. Sabah gazetesinden Mustafa Sait Özkan’ın haberine nazaran holdingin veliahtı iki kardeş hakkında müebbet istemiyle dava açıldı. İki kardeş, 19. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada, taammüden ya da dikkatsizlik sonucu vefata sebebiyetle ilgili kâfi kanıt elde edilemediği gerekçesiyle 2014’te beraat etti.
ABD’deki Boston Üniversitesi’nden mezun olan Nazlı Sinem Erköseoğlu’nun ailesinin kararı temyiz etmesi üzerine, belgeyi inceleyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, beraat kararının bozulmasını istedi. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, belgeyle ilgili olarak yapılan temyiz başvurusunu inceledi. Kararın bozulmasını ve şüphelinin müebbet mahpus cezasına çarptırılmasını istedi. Mahmut Emre Paksoy hakkında verilen beraat kararı ise onandı.
BOZMA İLAMINA UYMADI
Geçtiğimiz yıl 22 Mart’ta yapılan karar duruşmasında mahkeme, Yargıtay’ın bozma ilamına uymadı ve kararında direndi. Can Paksoy’un üzerine atılı suçlamayı ispatlayacak kâfi kanıt olmadığını belirten mahkeme, üçüncü defa beraat kararı verdi. Paksoy hakkındaki yurtdışına çıkış yasağı ve isimli denetim kaldırıldı.
BAKANLIK İTİRAZ ETTİ
İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararına karşı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı itirazda bulundu. 20. Ağır Ceza Mahkemesi, yurtdışına çıkış yasağı isimli denetim önlemi uygulanmasına karar verdi. Erköseoğlu ailesinin avukatları, üçüncü sefer verilen beraat kararını tekrar Yargıtay’a taşıdı. Belgeyi inceleyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Can Paksoy’un mahkûmiyetinin gerektiğine işaret ederek, kararın bozulması maksadıyla evrakın Yargıtay Ceza Genel Heyeti’ne gönderilmesine hükmetti.
OKLAR PAKSOY’U İŞARET EDİYOR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı verdiği kararında, olayın cinayet olduğuna ait izlere yer verdi. Genç bayanın üzerinde ve vajinal bölgesinde Paksoy’a ilişkin DNA örneklerinin tespit edildiği belirtildi. Bunun da Erköseoğlu’nun meskene geldikten sonra geçtikleri odada uyuduklarını, cinsel temasta bulunmadıkları tarafındaki tabirini çürüttü. Ayrıyeten otopsi raporunun, Nazlı’nın başında bulunan 6×8 santimetre ebadındaki darbenin düşmeye bağlı olmadığına dair bulgulara yer verildiğine işaret edildi. Elbiselerinin sonradan giydirildiği belirtildi. Yeniden Paksoy’un savunmasında yorgunluktan yatakta sızıp kaldığını, annesinin telefon etmesi üzerine uyandığını belirtmesinin, HTS kayıtlarıyla doğrulanmadığına işaret edildi.
