Günaydın – Kelebek kavgası

Oyunculuk bölümüne monopolleşme argümanları akabinde gözler, cast ve menajerlik ajanslarına çevrildi. Kelam konusu savlarla isminden en çok kelam ettiren isimler ise ID İrtibat sahibi Ayşe Barım, oyuncu Serenay Sarıkaya ve müzisyen Mert Demir oldu.

Bu durumu kaleme alan T24 müellifi Faruk Bildirici, Sabah’ın magazin eki Günaydın ve Hürriyet’in magazin eki Kelebek’in yayınladığı haberlerdeki kusurları ele aldı.

Günaydın’ın sav makamından; Kelebek’in ise yalnızca savunmaları yayımlayarak, soruşturulan isimlerin savunuculuğunu üstlendiğini kaydeden Bildirici, yazısında şu tabirlere yer verdi;

“Magazin muharriri Birsen Altuntaş, Rekabet Kurulu’nun, oyunculuk bölümünde monopolleşme ve manipülasyon savlarını gündemine aldığını beş ay kadar evvel yazdığında yalnızca TV100 müellifi Fuat Uğur’un dikkatini çekmişti.

Bu hususta üç yazı kaleme alan Uğur, yazılarında bir bayan menajerin, “kadın oyuncularından birini, bir eşcinsel müzikçiyle sevgili üzere lanse edip müzikçinin işadamı sevgilisinden 5 milyon dolar tırtıkladığını’ da öne sürmüştü. Uğur’un bu kadar ağır bir suçlamayı isim vermeden de olsa dedikodu biçiminde ve karşı görüş almadan aktarması problemliydi.

Altuntaş’un “Rekabet Kurulu’nun 21 kast ajansı ve menajerlik şirketi hakkında rekabeti ihlal soruşturması açtığı”nı, 7 Ocak’ta web sayfasında yazmasına kadar da kimseler üzerinde durmadı bu tezin. Rekabet Kurulu’nun soruşturma açıklamasıyla birlikte anımsandı o yazılar…

Dizi bölümünün ünlülerinin paylaşımları toplumsal medyada uçuşurken Fuat Uğur’un isim vermediği bayan menajerin ID İletişim’in kurucu ortağı Ayşe Barım, “reklam aşkı” yaşayanların da Serenay Sarıkaya ile Mert Demir olduğu söylentileri yayıldı.

Enteresandır, tıpkı oyuncular üzere magazin medyasında da saflaşma oldu. Saflaşmanın en bariz iki örneği Sabah’ın magazin eki Günaydın ve Hürriyet’in magazin eki Kelebek’ti. Savlar, birinci günden itibaren çabucak her gün Günaydın’ın manşetindeydi:

“Rekabet Kurulu’ndan ‘Korku İmparatorluğu’na soruşturma, “Korku nizamı ifşa oldu”, “Bu zorbalık ve mafya tertibi bitsin artık”, “Suçlamalar önemli, maksattaki isimler tabir verecek”, “Menajerler biat etmeyenin hayatını karartıyor”, “Gerçekleri karartma paniği / Ayşe Barım’a yurt dışı yasağı”, “Bazı menajerler mafya gibi”, “Güçlünün güçsüzü ezdiği bir sistem bu.”

Kelebek ise altı gün boyunca sessizliğe gömüldü. O denli ki, Rekabet Kurulu’nun soruşturma açtığını bile haberleştirmediler. Günler sonra Ahmet Hakan Hürriyet’teki köşesinde kısaca yer verdi; Kelebek’te de Orkun Ün ve Savaş Özbey köşelerinde yazdılar; o kadar.

Savcılığın da soruşturma başlatması ve Ayşe Barım’a yurtdışı yasağı koymasıyla birlikte Kelebek, sessizliğini bozarak, savunma atağına kalktı. Birinci olarak Serenay Sarıkaya ve Mert Demir’in avukatlarının “Bize ulaşan tebligat yok” kelamlarını manşet yaptı. Mert Demir’in sözleri de birebir gün Hürriyet’te haber oldu. Bir gün sonra da savunma “Serenay’a haksızlık yapılıyor” haberiyle sürdürüldü. Hatta çok beğenilmiş olacak ki, Mert Demir’in sözleri sonraki gün bir daha yinelendi. Sarıkaya’nın savcılığa söz vermesini de “Savcı o iddiayı sordu” diye haberleştirdi.

Velhasıl, Günaydın ve Kelebek, uçlara kaymış ve taraf olmuş durumdalar. Günaydın, suçlamaları yayımlarken savunmalara yer vermiyor; sav makamından yayın yapıyor. Kelebek ise okuru bilgilendirmeyerek ve yalnızca savunmaları yayımlayarak, soruşturulan menajerler ile şirketlerinin savunuculuğunu üstleniyor. İkisi de gazetecilik açısından hatalı”