Teğmenlerin tartıştığı kameraman: Erhan Afyoncu işin neresinde

30 Ağustos’taki Kara Harp Okulu mezuniyet merasiminden sonra ‘Subaylık Yemini’ ederek, ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ sloganı atmaları nedeniyle teğmenler ihraç talebiyle disipline sevk edildi. Milli Savunma Bakanlığı teğmenlerin savunmasını 16 Ocak tarihinde aldı.

Nefes gazetesi muharriri Aytunç Erkin dünkü yazısında Ulusal Savunma Üniversitesi Rektörü Erhan Afyoncu’nun, Kara Harp Okulu Dekan Yardımcısı Arif Sarı’yı arayarak alanda olanları çekmesi için talimat verdiğini söyledi. Arif Sarı’nın alana Harp Okulu kameramanı ile fotoğrafçıyı gönderdiğini söz etti ve bütün elde edilen manzaraların Arif Sarı’nın gönderdiği fotoğrafçı ve kameramandan elde edilen imajlar olduğunu kaydetti.

Aytunç Erkin bugünkü yazısında mevzuya devam etti. “Kameraları alana gönderen belli” başlıklı yazısında Erkin şunları tabir etti:

“O vakit teğmenler olayıyla ilgili bir mevzuyu daha gündeme getirelim. Ankara koridorlarında konuşulan ve karşılık verilmesi istenen soru şu: Alanda ne olduğunu takip etmesi için Ulusal Savunma Üniversitesi Rektörü Erhan Afyoncu, Kara Harp Okulu Dekan Yardımcısı Arif Sarı’yı arıyor. Arif Sarı da alanda olanları çekmesi için kendisine bağlı olan Harp Okulu kameramanı ile fotoğrafçıyı gönderiyor. Bütün elde edilen manzaralar Arif Sarı’nın gönderdiği fotoğrafçı ve kameramandan elde edilen imajlar. Şunun sorulması ve araştırılması lazım: Arif Sarı kendi çalışanı tarafından çekilen bu imgeleri Erhan Afyoncu’ya gönderdi mi göndermedi mi? Yahut kimlere gönderdi?”

ÇARPICI BÖLÜMLER

O kameralarla ilgili ihracı istenen teğmenlerden İzzet Talip Akarsu’nun, Yüksek Disiplin Kurulu’na verdiği savunmada da çarpıcı bir kısım var. Okuyalım:

“Tören bitimini müteakip paravanın ardında ailelerimizle buluşmak için bekledik. Bu esnada bölük kumandanlarımız başımızdaydı. Alay Kumandanı Vekili Alper Albay paravanın yanındaydı. Paravan kaldırıldı ve komutanımızın peşinden teğmenler olarak alana girdik. Ailem ile görüştüm. Daha sonra arkadaşlarımın toplandığını gördüm ve ben de o tarafa yanlışsız hareket ettim.

“KAMERAMANLARLA TARTIŞTIM”

Sonra bir daire olduğunu, hilal formunda durduklarını duydum. Dairenin içinden spontane biçimde gelişen ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ kelamını duydum. Daha sonra devre birincisi Tğm. Ebru Eroğlu mezuniyet andını okudu. Yedi yüz kişi olduğunu değerlendirdiğim ve konuk askeri çalışanın de bulunduğu küme tarafından ant tekrar edildi ve hilalin açık ucunda kamera olduğunu gördüm. Bu esnada kameralar geldi. Kameranın bir tanesi okula aitti. Benimle kameramanlar ortasında tartışma oldu.”

Kamera sıkıntısı önemli!

GÖRÜNTÜ SERVİSİ KİMDEN

Teğmenlerin avukatları savunmalarında yapılan suçlamaların başlıklarını şöyle anlatmış: “Disiplin soruşturması sonucunda müvekkillerin mevzuattan kaldırılan andı, verilen buyruğun hilafına, müsaadesiz olarak, askeri alanda kameralar önünde okudukları/okuttukları, bu hareketin planlayıcısı ve icracısı oldukları argüman edilmiştir.”

Savunmaların “kameralar” kısmına odaklanalım:

“Yine disiplin soruşturma raporunda hareketin kameralar önünde gerçekleştirilmesi disiplinsizlik olarak belirtilmiştir. Lakin fotoğrafçı ve kameraları alana gönderen Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Arif Sarı’dır. Gerek Arif Sarı’nın gerekse Astsubay Kıdemli Başçavuş Özcan Boyacı’nın beyanları gerekse evraktaki mevcut imajlarda fotoğraf ve görüntü kaydı alan okul fotoğrafçısı ile kameranın manzaraları bu olayı doğrulamaktadır.

“Müvekkil Teğmen Ebru Eroğlu tam bilakis basın ve ailelerin sahayı boşaltması tarafında anons yapmıştır. Müvekkiller basını çağırmamış, basına imaj servis etmemişlerdir. Basına servis edilen imajlar çok büyük ihtimal bizzat Kara Harp Okulu fotoğrafçısı ve kameramanı tarafından çekilen imgelerdir. Evrak ekinde tarafımıza verilen manzaralar incelendiğinde, çekim açıları ve çözünürlükler dikkate alındığında, basındaki fotoğraf ve videoların bizzat Kara Harp Okulu fotoğrafçısı ve kameramanı tarafından çekilen imajlar olduğunu kıymetlendiriyoruz. Kaldı ki saha içerisinde yüzlerce sivil bulunmaktadır. Bu bireylerden de çekim yapanlar elbette olmuştur. Lakin şu bir gerçektir ki müvekkillerden hiçbirisi fotoğraf yahut görüntü servis etmemiştir.”