Kadına yönelik şiddet: 20 kadın koruma kararı varken öldürüldü
İstanbul Sözleşmesi’ne vurgu yapan İstanbul Barosu Bayan Hakları Merkezi Sözcüsü avukat Birsen Baş Topaloğlu, “Sözleşmeden çıkılması bayana şiddet olaylarında bir kırılma noktası oldu. Bir öteki kırılma noktası da toplumda af olarak algılanıp cezasızlık algısı oluşturan ceza infaz düzenlemeleri…”
“KADINLARIN CAN GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMAK DEVLETİN YÜKÜMLÜLÜĞÜDÜR”
“İster İstanbul Mukavelesi yürürlükte olsun yahut olmasın, ister müdafaa önlem kararları olsun yahut olmasın bayana şiddeti ve bayan cinayetlerinin önlemek ve bayanların can güvenliğini sağlamak devletin yükümlülüğüdür ve devlet önlemediği/ önleyemediği tüm cinayetlerden sorumludur” dedi.
“ŞİDDET MAĞDURUNDAN KENDİ İMKANLARIYLA KORUNAMAZ”
Cumhuriyet gazetesinden Rengin Temoçin’in haberine nazaran “Neden olaya mahsus önlem kararları verilmiyor” diyen Topaloğlu, “Sıradan ve makul birkaç önlem kararı veriliyor ve bu kararların da hiçbir aktifliği olmuyor. İkinci neden önlem kararlarının yanlışsız düzgün bir müeyyidesi yok. Üçüncü ve en değerli neden de önlem kararları yalnızca kâğıt üzerinde. Şiddet mağdurundan kendi imkânlarıyla korunmasını beklemek cinayetleri ve şiddeti durdurmaz” diye konuştu.
