Erdoğan Diyarbakır’dan DEM’e ve PKK’ya çağrı yaptı: Son fırsat… Kendini fesh et, Türkiye partisi ol

AKP’nin 8.Büyük Olağan Kongre süreci devam ediyor. Takvim 12 Ekim’de belde ve ilçe kongreleriyle başladı. Şu ana kadar 47 vilayette kongreler tamamlandı. Bu hafta sonu ile birlikte bu sayı 56’ya yükselecek. 21 Ocak’ta Ankara, 1 Şubat’ta İzmir ve 8 Şubat’ta da İstanbul kongreleri yapılacak. AKP Genel Lider Yardımcısı Erkan Kandemir, 8.Büyük Olağan Kongre’nin 23 Şubat’ta yapılmasının planlandığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bugün evvel partisinin Diyarbakır ve çabucak akabinde da Şanlıurfa kongrelerine katılacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır’da Seyrantepe Kapalı Spor Salonu’nda AKP Diyarbakır 8. Olağan Vilayet Kongresi’nde konuştu. Akabinde da Şanlıurfa GAP Arena Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenecek AKP Şanlıurfa 8. Olağan Vilayet Kongresi için kente gidecek.

“DİYARBAKIR’IN YAZGISI TÜRKİYE’NİN KADERİDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

“Diyarbakır’ın bahtı Türkiye’nin yazgısıdır. Diyarbakır ortak medeniyetimizin mirası İslam’ın mührü bir kenttir. Bu kentin her şeyden çok birlikte yaşama hukukuna kundak olduğunu dost da düşman da çok güzel bilir. Bizim kardeşliğimiz İslam kardeşliğidir, baht kardeşliğidir.”

“KARDEŞLİK TÜRKÜSÜNE DEVAM EDECEĞİZ”

Müşterek hayatımızı, hislerimizi anlatan Diyarbakır türküleri tek başına nasıl bir millet olduğumuzu dünyaya göstermeye kâfi. Bu topraklarda kardeşliğin altını oymak için türlü oyunlar çeviriyorlardı. Sinsi niyetleri çok uygun biliyoruz. Kim desteklerse desteklesin, küçük çıkarlar uğruna ihanet projelerine payandalık edenlerin sonu hüsran olacaktır. Biz Diyarbakır’la yürekten kopup gelen kardeşlik türkülerimizi söylemeye devam edeceğiz.

“EMPERYALİST OYUNUN SON HALKASINI BOZMA AŞAMASINDAYIZ”

Devletimizin gücünü, Ahmed Arif’in tabiriyle ‘bu yılanlara, çıyanlara yedirmeyeceğiz.’ Bu millete birçok acılar yaşatan, evlatlarından ayıran emperyalist oyunun son halkasını bozma kademesindeyiz. Bölgemizde yaşanan her hadise, sergilenen alçak senaryonun gerçek yüzünü biraz daha açığa çıkarmaktadır.

Bölgemizde ve dünyada birliğini, beraberliğini, kardeşliğini kaybedenlerin yaşadıkları acıları sizler de görüyoruz. Vatanına sahip çıkan ve bunları korumayanların, devletine sahip çıkıp güçlendirmeyenlerin, ülkesinin ve beşerinin üzerine titremeyenlerin akıbiyetlerinin nasıl berbat olduğunu sizler de takip ediyorsunuz.

Yaşadığımız toprakları, ortak vatanımız yapan bin yıllık hamuru kim bozmaya, kim zehirlemeye kalkarsa karşısına daima bir arada biz dikileceğiz. Nasıl bir asır evvel sırt sıra verip emperyalistlerin elinden ülkemizi kurtarmışsak, artık de omuz omuza vererek Türkiye Yüzyılını birlikte inşa edeceğiz.

“ARTIK YENİ ŞEYLER SÖYLEME VAKTİDİR”

Son yarım asırdır yaşadığımız sancılara artık ‘dur’ deme vaktidir. Artık yeni şeyler söyleme vaktidir. Türkiye’nin uzunca bir geçmişe sahip terörle çaba serencamı, doğrusu ve yanlışıyla tarihimizin bir modülü olarak kayıtlarda yerini almıştır.

Güvenlik güçlerinden, kamu görevlilerimize ve günahsız vatandaşlarımıza kadar binlerce şehit verdik. Aziz anıları yaşayacak. Attığımız her adımın, şehitlerimizin canları değerine bize emanet ettiği ülkemizin geleceğini garanti altına alma gayesi taşıdığından kimsenin kuşkusu olmasın.

Bunun yanında terör örgütü tarafından kandırılarak dağa çıkarılan bölge insanımızın onbinlerce evladı hayatını kaybetti. Bölücü örgütün zorla dağa kaçırdığı evlatlarına tam beş yıldır kavuşma çabası veren Diyarbakır Anneleri’nin acılarını çok yeterli biliyoruz.

Demorasimiz terör aracılığıyla yönlendirilmiş, hak ettiği düzeylere gelmesi engellenmiştir. Hiç elbet merhum Özal’dan beri terör sorununu bitirmek için farklı prosedürler konuşulmuş, kimi teşebbüslerde bulunulmuştur. Biz de terörle yalnızca güvenlik araçlarıyla uğraş etmedik.

“GÖVDEMİZİ TAŞIN ALTINA KOYDUK”

Terörü bitirmek için çok önemli inisiyatifler aldık. Tüm gövdemizi taşın altına koymaktan çekinmedik. Karşımızdaki yapı, global güçlerin sesine kulak verdiği için bu uğraşlar maksadına ulaşamadı. 40 yıl evvelki çabaları hatırlıyorsunuz değil mi? Maalesef bu düzgün niyetli eforumuzun yanıtını, kazılan çukurlarla, sıkılan kurşunlarla aldık.

“YENİ VE KIYMETLİ BİR FIRSAT PENCERESİ AÇILDI”

Ülkemizin önüne yeni ve değerli bir fırsat penceresi daha açılmıştır. Bunun heba edilmesini gerçek bulmuyoruz. Gerçekleşen çalışmaların tek bir emeli var, terör örgütünün kendini feshetmesi, silahların teslim edilmesi, örgütün siyaset üzerindeki vesayetinin büsbütün kaldırılması, bir Türkiye partisi olma vasfını kazanamayan siyasi yapıya bu istikamette kendini geliştirme fırsatı verilmesi, bölgemizde artan çatışmalar karşısında iç cephemizin güçlendirilmesi, yarım asırlık bölücü terör parantezinin kapatılması, tüm boyutlarıyla tarihe gömülmesidir.

Ekonomik külfetleri yılın ikinci yarısından itibaren geride bırakmaya başlayarak, bu sıkıntıyı de sorun olmaktan çıkaracağız. Ülkemizin kuzeyi ve güneyi cayır cayır yanarken, bu ateşi Türkiye’ye sıçratma niyetinde olanların planlarını bozmakta kararlıyız.”

Terör örgütü ortadan çıkınca, tarih boyunca olduğu üzere tekrar içtenlikle, kardeşlikle kucaklaşacağız. Bu coğrafyayı bir kardeşlik coğrafyası haline getireceğiz. Bu memleket bizim. Bu vatan bizim. Bu bayrak bizim. Bu devlet bizim. Geçmişimiz ortak, geleceği de birlikte inşa edeceğiz. Artık eski Türkiye yok. Dayatmalara eyvallah demek yok.

“SURİYE’DE KÜRTLER DE KAZANDI”

Bu CHP bize ‘ne işiniz var Suriye’de’ dedi. Türkiye’ye sığınmış malumları geri göndermek istemediler mi? Suriye’de yalnızca Türkmenler ve Araplar mı kazandı, hayır Kürtler de kazandı. Kimliği, tapusu yoktu. Artık hepsi teslim edilecek. Bu zaferin karatılmasına, terörle kirletilmesine, emperyalist güçler tarafından lekelenmesine müsaade vermeyeceğiz.

Diyarbakır’dan terör örgütleri ile ortasına uzaklık koymasını bekliyoruz.”