Haşim Paşa’nın ruhu ortaya çıktı: Şu emekliler olmasa ne güzel maaş öderiz
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, dün Habertürk yayınına katıldı. Gündeme ait değerlendirmelerde bulunan Işıkhan’a EYT ile ilgili sorular da soruldu.
Işıkhan, “EYT’nin de üstüne çıkılması talebinde bulunanlar var. Kademeli emeklilik diyenler var, çıraklık diyenler var, ‘ben bir gün ile EYT’ye giremedim’ diyen var. Buna da girersek herhalde ülkenin yarısı emekli olacak, o denli mi?” sorusuna şu karşılığı verdi:
“Burada aslında bir mağduriyet kelam konusu değil. Mağduriyetle ön plana çıkmak sağlıklı bir şekil değildir. Biz şu an mevcut aktüeryal dengeyi nasıl sağlayabiliriz, emeklilerimize aylıkları nizamlı nasıl ödeyebiliriz, sıhhat hizmetlerini sürdürülebilir hale nasıl getirebiliriz, bunun telaşı ve çalışması içerisindeyiz. SGK sistemine bakın. Tüm dünyada gıpta ile takip edilen bir sistem. Biz içeride olduğumuz için bilmiyoruz. Ancak dışarıdan gelen, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız bize nasıl iltifatlarda bulunuyor.”
Bakan Işıkhan’ın kademeli emeklilik hakkında söylediği bu kelamlar ise akıllara 1903-1908 yılları ortasında Maarif Nazırlığı yapan Haşim Paşa’yı getirdi. Pekala Haşim Paşa kimdir?
HAŞİM PAŞA KİMDİR
Türk eğitim tarihinde Haşim Paşa’nın hiç ismi geçmez. O, unutulmuş bir maarif nazırıdır. Günümüzde sırf, “Şu mektepler olmasaydı maarifi ne hoş yönetim ederdim” biçiminde söylediği rivayet olunan kelam bazen esprili biçimde zikredilmektedir.
O devirlere ait taradığımız kaynaklarda onun ismine rastlanıyor. Ama kaynaklar ondan daima olumsuz biçimde kelam ediyorlar. Tahminen o, başarılı olmak şöyle dursun, olumsuz görülen çalışma ve kanıları nedeniyledir ki Türk Eğitim Tarihinde hiç yer tutmamıştır.
Örneğin, 1910’da Maarif isminde değişik bir kitapçık yazan Namık Ekrem isminde bir öğretmen ve yazar, Haşim Paşa vaktinde eğitimde kayırma siyasetinin alıp yürüdüğünü, resmî makamların öğretmenlerin sıkıntılarını çözmek için hiç bir gayret göstermediklerini lisana getirmişti.
