İmamoğlu açtı ağzını yumdu gözünü
CHP, Beykoz’da Belediye Başkanı Alaattin Köseler’in gözaltına alınmasının akabinde dayanışma mitingi düzenledi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, mitingde yağmura karşın toplanan kalabalığa seslendi. İmamoğlu, “Biz bu işleri yutmayız. Bizim yüreğimizi, zalimlik ölçemez. Biz hamasetimizi bir avuç beşerden ya da bir bireyden alanlar değiliz. Biz hamasetimizi milletten alıyoruz” dedi.
İmamoğlu’nun konuşmalarından öne çıkanlar şöyle:
“Burada bu akşam, konut sahibi olarak çıkıp size hoş bir konuşma yapsa, Ramazan’ınızı tebrik etse, mübarek Ramazan ayının hoşluklarından bahsederek bu geceyi burada öbür bir vesileyle Alaattin Köseler liderimizle yapsak ne hoş olurdu değil mi? Lakin ne yazık ki uzun vakittir yaşadığımız makus uygulamalar yüzünden bu kentin, Beykoz’un evladı, doğma büyüme Paşabahçeli 65 yaşında Beykoz’un çok sevdiği ve son seçimde de vatandaşımızın yüksek tercihi ve desteğiyle belediye başkanı seçilen Alaattin Köseler başkanımız… Ramazan ayının hoş hisleriyle ve hakikaten içimiz yanarak tabir ediyorum; sabahın 4’ünde, kapısına dayanarak, bizim polisimizi bu işlere alet ederek, ne yazık ki o konuta girip arama yaparak, o insanı kanunsuz bir biçimde tutuklama cüretine giden, gözaltına alan o akıl bakın sabah 4, yarın yani bu gecenin sabahında, sabah 4’te 4 gün dolacak. Şayet aceleniz var ise bu insanları o saatten beri gözaltında tutarak neyin zulmünü çektiriyorsunuz? Neyin kederi var sizde?
“BEYKOZ HALKINA DERS VERİLMEYE ÇALIŞILIYOR”
Bakın bu insanlara bu iş yapılmaz, yapılamaz. Alaattin Köseler’e yapılan bu zulüm, sevgili liderimize yapılan bu baskı, bu adaletsiz, hukuksuz uygulama aslında Beykoz halkına yapılıyor. Beykoz halkına ders verilmeye çalışılıyor.
Bu belediyeye bir hafta evvel bir akşam vakti bir evrakla geliniyor ve evraklar isteniyor. Belgede oradaki barkod okutulduğunda, evrakın karşılığı yok. Bakılıyor ki, orada imzası geçen ismin gerçek manada o evrakta imzası yok. Bu evrakla belge alınmaya gelinince belediye liderimiz, ‘Bu evrak geçersiz fakat biz tekrar de belgeyi kendimiz teslim ederiz’ diyecek kadar da delikanlı davranıyor. Fakat o akşam istediğini alamayan akıl hiddetle, şiddetle, heyecanla, gerilimle öfkesini çıkartmak ismine bir diğer operasyona geçiyor. Biz bu işleri yutmayız. Bizim yüreğimizi, zalimlik ölçemez. Biz hamasetimizi bir avuç beşerden ya da bir bireyden alanlar değiliz. Biz yüreğimizi milletten alıyoruz.
“EKONOMİNİN, ADALETİN OLMADIĞI YERDE YETERLİ OLMA TALİHİ VAR MI?”
Milletçe dünyadaki birçok gelişimden uzak kalıyoruz. Etrafımız ateş topu, yeni bir dünya sistemi kuruluyor. Teknolojide, ülkelerin kendi tavır ve hallerinde yeni bir dünya inşa edilirken bizde ise bir akıl kendi koltuğunu müdafaa ismine zalimlik yapıyor. Hukuksuz bir nizamın var olması ile ilgili adımlar atılıyor. İtibarsızlığımız büyüyor. Başımız öne eğiliyor. Milletçe her birimiz bunun bedelini ödüyoruz. İktisadın, adaletin olmadığı yerde uygun olma bahtı var mı? Onun için büyük bir uğraşın içerisindeyiz. Alaattin Köseler liderimiz ve arkadaşları tahminen şu an gözaltında, Beşiktaş ve Esenyurt belediye liderlerimiz ne yazık ki haftalardır, aylardır mahpusta. 110 gün, 120 gün sonra iddianamesi yazıldı Esenyurt’un. Bu meşakkatleri bize çektiriyorlar fakat milletimiz bunun farkında. Bu zulmün yapılmasının tek sebebi var, koltuğunu kaybetme korkusu. Bu endişenin manası ne biliyor musunuz? Halkın önüne gelecek olan birinci sandık bunları konutlarına gönderecek.
ÖN SEÇİM VURGUSU: BU BİR DEVRİMDİR
Millet bunlardan usandı. Daima birlikte gayret edeceğiz. Hukuksuzluğa karşı da gayret edeceğiz, direncimizi ortaya koyacağız. Önümüzde Cumhuriyet Halk Partisi’nin almış olduğu tarihi bir karar var. Ön seçim kararı var. Bizim üyelerimiz, yüz binlerce üyemiz sandığa gidecek, kendi cumhurbaşkanı adayını sandıkta tercih edecek. Bu bir ihtilaldir. Bunun ismi demokrasi ihtilalidir. Bu ihtilal en çok bugünün iktidarını korkutuyor. Orada her şey iki dudağın ortasında, biz ise diyoruz ki biz sandığı milletimizin ayağına getiriyoruz. Zira diyoruz ki, millet ne derse o olur. Zira diyoruz ki; millet büyüktür kardeşim. Bu kelamlar, bu tavır ve hal bunları korkuttuğu için bu zulümleri çektiriyorlar lakin yılmayacağız.
Kurtuluş yok tek başına, haydi daima birlikte sandık başına.”
