İstanbul Barosu’ndan olağanüstü kurultay kararı
Önceki gün vazifelerine son verilmesi talebiyle İstanbul 1 no’lu Baro Lideri İbrahim Kaboğlu ve Yönetim Kurulu üyelerinin de ortalarında olduğu 11 yöneticiye yönelik olarak davaname hazırlanmasının akabinde İstanbul Barosu bugün İstanbul Barosu merkez binasında basın açıklaması yapma kararı aldı. Kaboğlu, İstanbul Barosu’nun 23 Şubat’ta fevkalâde genel konseye gideceğini bildirdi.
Kaboğlu açıklamasında şu sözleri kullandı:
“Bu parti sıradan bir toplantı değil. Bu bir birinci. 19-20 Ekim 2024 günü yaptığımız demokratik kurultayda İstanbul Barosu’na üye meslektaşlar iradelerini ortaya koydular ve bir idare belirlediler. Bugün buradaki toplantı aslında 20 Ekim günü yapılan kurultayın bir özü.
Biz idaresi 24 Ekim’de devraldıktan sonra 25 Ekim’de çalışmaya başladık. Hepimizin olduğu üzere benim 70’li yılların ikinci yarısından 40 yıl sonra TBMM’de ve burada bugüne kadar 2 buçuk ayda, 47 toplantıda ruhsat merasiminde yani 50 kere avukatlık andını hukuka, ahlaka, anayasaya, meslek etik unsurlarına bağlılık andı içtik.
22 Aralık günü kamuoyuna savcılık soruşturmasının yapılacağına dair bir açıklamayla karşılaştık. Bizim 22 Aralık günü yaptığımız avukatlık kanunun ilgili hususlarından kaynaklanan insan haklarının korunması ve hukukun üstünlüğünün savunulması çerçevesinde bir açıklama idi. Sonra 7 Ocak günü adliyeye davet edildiğimiz vakit bir söz vermedik, savunma yapmadık. Sadece beyanda bulunduk.
Soruşturma tümüyle avukatlık maddesine ve anayasa karşıttı, bunu beyan ettik. Adalet Bakanlığı’nın sonradan verdiği onayın iptali maksadıyla Ankara İdari Mahkemesi’ne başvurduk. Ne var ki İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, anayasaya ve yasaya ters bir soruşturma yürütmekle yetinmeksizin dün itibariyle hakkımızda İstanbul Barosu’nun 20 Ekim günü baroya üye avukatların ortak iradeleriyle belirlediği idarenin sona erdirilmesi gayesiyle davaname biçiminde dava açmış bulunuyor. Anayasaya, avukatlık kanununa ve hukuka muhalif biçimde ortaya konulmuş bulunuyor.
Kaynağını Anayasa husus 138 üzerinden husus 2’de bulan baro idarelerine dışarıdan bir müdahaledir. İdaresi seçen binlerce avukatın demokratik yönetimine müdahaledir. Hiçbir biçimde hiçbir organın Anayasa dışı süreç yapması Türkiye Cumhuriyeti’nde mümkün değildir. Anayasamıza yasama, yürütme ve yargı bağlıdır, bağlı olmak durumundadır. Biz savunmanın haklarını savunmak için uğraş gösteriyoruz.
NE OLMUŞTU
İstanbul Barosu Lideri İbrahim Kaboğlu ve yönetim kurulu üyelerine, “Terör örgütü propagandası yapma” ve “halkı aldatıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasıyla misyonlarına son verilmesi talebiyle dava açılmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan Kaboğlu ve baro yönetim kurulu hakkında açılan davaya ait açıklamada “İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu ile Baro Yönetim Kurulu üyelerinin misyonlarına son verilmesi ve yeni başkan ile yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi talepli davanameyle İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde dava açılmıştır” denilmişti.
BARO BAŞKANI VE YÖNETİM KURULU ÜYELERİNE DAVA
İstanbul Barosu Lideri İbrahim Kaboğlu ile birlikte yönetim kurulu üyeleri Rukiye Leyla Süren, Hürrem Sönmez, Ahmet Ergin, Metin İriz, Mehmedali Barış Beşli, Yelda Koçak Urfa, Fırat Epözdemir, Ezgi Şahin Yalvarıcı, Ekrem Bilen Selimoğlu ve Bengisu Kadı Çavdar’ın misyonlarına son verilmesi isteniyordu.
