NBA’de üçlük çıktı, reytingler düştü
ABD’nin sol yayın organlarından biri olan Jacobin dergisi, NBA ligine farklı bir açıdan bakıyor. Ülkede en çok izlenen müsabakaların meydana geldiği bu ligde reytingler düştü.
“Bunun nedeni nedir?” mecmua işte bu soruyu soruyor ve nedeni olarak da “NBA izlenme oranındaki düşüş, uzmanların sorunun ligin çok uyanık olması yahut çok fazla üç sayılık atış yapması olup olmadığını sormalarına yol açtı. Bu faktörlerin hatalı olduğuna dair çok az ispat var, lakin bu, muhafazakarların bir kültür savaşı başlatmasını engellemedi” diyor.
LİG POLİTİZE OLDU
Dergi, ülkenin muhafazakâr sunucusu Clay Travis’in argümanına da yer veriyor. Travis’in savına nazaran, oyuncuların beş yıl evvel George Floyd’un öldürülmesine tepki göstermesi ligi politize etti ve bu durumda reytingleri düşürdü.
AMERİKALI, OYUNCUYA HAYRAN OLAMIYOR
İzlenme reytinglerini düşmesine neden olan bir öbür olayda, Amerikan oyuncuların azalması ve yabancı yıldızların isimlerini söylem edilememesi.
ÜÇLÜK ARTTI
Dergi ayrıyeten üçlük konusuna da değinerek şunları kaydediyor; “Aşırı üç sayılık atışlar, defans oyuncuları için yasa koyma ve özgür oyuncu ruleti var — hepsi neredeyse sadece eski koçlar ve oyuncular tarafından sunulan eleştiriler”
NBA PEMBE DİZİSİ
Dergi, izleyicinin artık vakit ayırmayı sevmediğini belirterek, “Spor hayranlığının tabiatı büyük bir değişim geçirdi. Tüketicilere daha atıştırmalık alternatifler sunan yeni medyanın tanıtımıyla, on beş dakikalık ağırlaştırılmış maç özetleri daha cazip hale geldi” tabirlerini kullandı. Hayranların parkede oynanan oyundan çok oyuncular ile ilgili dedikodulara öncelik vermeye başlamasını da mecmua “Pembe dizi” olarak özetliyor.
110 MİLYAR DOLARLIK GELİR KAPISI
Son yıllarda spor dünyasında öne çıkan trendlerden biri, “her türlü daralmaya karşı koymak” oldu. Dergiye nazaran, bu yaklaşım çabucak hemen tüm spor müsabakalarında artış yaşanmasını sağladı ve bunun en büyük nedeni televizyon yayınları. Yayın hakları, spor dünyasındaki en büyük gelir kalemini oluşturuyor.
Özellikle NBA ve NFL’nin gelir tablolarında yayın hakları, dorukta yer alıyor. NFL’nin yıllık gelirinin üçte ikisini, NBC, CBS, Fox, Amazon ve ESPN üzere dev şirketlerle imzalanan, toplamda 110 milyar dolarlık tarihi bir muahedenin modülü olarak elde edilen yayın hakları oluşturuyor.
Bu televizyon hakları, sponsorluklar, bilet satışları, mahallî medya mutabakatları, yiyecek ve içecek imtiyazları, otopark gelirleri ve eser satışları üzere başka gelir kaynaklarına kıyasla daha dinamik ve süratli büyüme fırsatları sunuyor. Bu nedenle, televizyon yayın hakları, liglerin gelirlerini artırmak için en cazip yol olarak öne çıkıyor.
NBA’İN EKRAN ÇÖKÜŞÜ: BASKETBOLUN SÖMÜRÜSÜ
Dergiye nazaran, son yıllardaki gelir yarışı NBA’i önemli formda olumsuz etkiledi. Yazıda, “NBA, yıllardır alandaki performansın kalitesini görmezden geliyordu. Bunun sonucunda, oyuncular daima yorgun, sakatlıklarla uğraş eden ve dönem boyunca kâfi idman, teknik tahlil ya da dinlenme fırsatı bulamayan bir hale geldi” deniyor.
Öte yandan, Amerikan futbolu bu durumdan kısmen sıyrılmış görünüyor. “NFL ve kolej futbolunun ABD’deki ezici popülaritesi, takvimlerinin belirginliğiyle direkt temaslı. Ekiplerin yılda sadece 15 maç oynaması ve bu maçların yüzde 90’ından fazlasının birebir gün yapılması, izleyici ilgisini taze tutuyor” sözüyle NBA’in dönem yapısının karmaşıklığı eleştiriliyor. NBA’in uzun dönemi ve maçların sık sık değişen takvimi, izleyicilerin ilgisini kaybetmesine neden oluyor.
SPORCUNUN EMEĞİNE VE İZLEYİCİNİN VAKTİNE SAYGI
Yazının sonunda şu kıymetli noktaya değiniliyor: “NBA, hem taraftarlarının vaktine ve parasına hem de atletlerinin fizikî emeğine ve vücutlarına daha fazla hürmet gösteren, uzun vadeli bir yaklaşım benimsemelidir”
Dergi daha da sert bir tenkit yaparak NBA’i dolaylı bir cürüm paydaşlığıyla itham ediyor:
“Lig, global canlı spor programlarına olan talep, harika bir yetenek havuzu ve toplumsal medyanın geniş erişimi sayesinde ayakta kalıyor. Lakin bu muvaffakiyet, oyuncuların sıhhatini göz arkası eden, taraftarların harcadığı parayı ve vakti sömüren, düşük bir kalite standardını sürdüren sistemin bir sonucu. Şayet bu kısa vadeli kâr odaklı yaklaşım değiştirilmezse, NBA, dünyanın en âlâ liglerinden biri olma prestiji tehlikeye girebilir”
NBA’in, nicelik yerine nitelik odaklı bir anlayışı benimsemesi gerektiği belirtiliyor. Bu değişim, hem oyuncuların sıhhatini korumak hem de taraftarların sadakatini kazanmak için kritik bir adım olarak vurgulanıyor.
