Sosyete karıştı: Amca-yeğenin miras kavgası

Tekstil bölümünün önde gelen şirketlerinden Roman Mağazaları’nın sahibi Toplusoy Ailesi’nde miras hengamesi çıktı. Süleyman Toplusoy’un ani vefatı akabinde ağabeyi Turgut Toplusoy ile merhum kardeşinin eşi ve çocukları ortasında miras hengamesi başladı.

Süleyman Toplusoy’un büyük kızı Serra Toplusoy, “Amcam Turgut Toplusoy, inancımı berbata kullanarak, adapsız süreçlerle babamdan kalan iki arsayı kendi üzerine geçirdi. Resmi kayıtlarda bu süreç satış olarak görülmekte ise de ben hiçbir bedel almadım. Sürecin miras intikali için gerekli prosedür olduğunu düşünerek imza attım” dedi.

Amcasının tıpkı yerler için babasının ikinci evliliğinden olan Zeynep ve Selin’in haklarının da emsal bir halde gasp edildiğini belirten Serra Toplusoy, amcası aleyhine dava açmıştı.

Açılan Tapu İptali ve Tescil (İrade Fesadına Dayalı Aldatma) davasının birinci duruşması 17 Ocak’ta görüleceği öğrenildi.

KARŞILIKLI DAVALAR AÇILDI

Öte yandan Turgut Toplusoy tarafından Serra Toplusoy’a daha evvel bir dava açıldığı öğrenildi. Serra Toplusoy’dan Odatv’ye gönderilen açıklamada, amcasının kendisine izale-i şuyu* davası açtığı ve bu davanın da 18 Nisan 2025 tarihinde görüleceği kaydedildi.

İzale-i şuyu*: Mutabakat yoluyla paydaşlık sonlandırılamaz ise paydaşlardan biri öbür tüm paydaşlar aleyhine izale-i şuyu davası açarak dava yoluyla paydaşlığın giderilmesini isteyebilir.

Serra Toplusoy’dan Odatv’ye gönderilen açıklama şu biçimde;

“Merhum babam Süleyman Toplusoy’un vefatından iki ay sonra, amcam Turgut Toplusoy tarafından bana ve kardeşlerime kalan mirasa yönelik hukuka karşıt süreçler gerçekleştirilmiştir. Bu durum, inancımın berbata kullanılması ve aldatma yoluyla yapılan hileli süreçler sonucunda ortaya çıkmıştır.

Yaklaşık bir yıl evvel, amcam Turgut Toplusoy, bana ilişkin iki yerdeki hisselerimi satın almak istediğini belirtmiştir. Bu talebi reddettim. Lakin sonrasında, bahsi geçen yerlerle ilgili dokümanları incelemek istediğimde, üzerime intikal etmiş üzere görünen yerlerin aslında satış yoluyla kendi mülkiyetine geçtiğini fark ettim. Birinci etapta bunun bir sistem yanılgısı olduğunu düşündüm. Lakin Tapu Müdürlüğü’nde yaptığım ayrıntılı araştırma sonucunda, amcamın karmaşık ve uzun hukuksal prosedürlerle, bu iki yerin yaklaşık yüzde 60’lık kısmını kendi üzerine geçirdiğini öğrendim.

Bu iki yerde, Turgut Toplusoy’un hiçbir paydaşlığı bulunmamaktadır ve kelam konusu yerler sadece Süleyman Toplusoy’un mirasçılarına, yani bana ve kardeşlerime aittir. Ne yazık ki babamın vefatından sonra, duygusal açıdan güç bir süreçte olduğum ve olayları sağlıklı değerlendiremediğim devirde, amcam tarafından bu durum suistimal edilmiştir.

Ek olarak, kardeşlerim Zeynep ve Selin Toplusoy’un da birebir biçimde mağdur edildiğini belirtmek isterim. Bilhassa İpek Toplusoy’un imzaladığı bir vekaletname ile tıpkı emlak, hem İpek Toplusoy’dan hem de öbür mirasçılar olan Zeynep ve Selin Toplusoy’dan hileli
yollarla alınmıştır. İpek Toplusoy’un maddi durumunun makûs olması, bu durumun basitçe gerçekleşmesine taban hazırlamıştır. Amcam Turgut Toplusoy, İpek Toplusoy’a aylık bir maaş bağlayarak onu ekonomik olarak kendisine bağımlı hale getirmiştir. Bu nedenle İpek Toplusoy, hem yasal hem de manevi açıdan hakkını savunamamaktadır.

Babamdan miras kalan bu yerler, benim ve kardeşlerimin en bedelli mal varlıklarıdır. Fakat milyon dolarları aşan bir servete sahip olan amcam Turgut Toplusoy, sadece bu emlakı hileli prosedürlerle almakla yetinmemiş, kalan tek yerimi da elimden almak için izale-i şuyu davası açmıştır. Bu, sırf bir mülk uyuşmazlığı değil; babamdan miras kalan tüm varlıklarımızı elimizden almaya yönelik sistemli bir efordur.

Bu nedenle, avukatım Sayın Zekai Şems aracılığıyla, Tapu İptali ve Tescil (İrade Fesadına Dayalı Aldatma – Türk Borçlar Kanunu Husus 36) davasını açtım. Davanın birinci duruşması, 17 Ocak 2025 tarihinde, saat 11.30’da İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk
Mahkemesinde görülecektir.

Amacım, sadece hakkımız olanı geri kazanmak ve kamuoyunu bu çeşit hukuka ters süreçler konusunda bilgilendirmektir. Bu dava, birtakım basın organlarında yer alan izale-i şuyu davasından büsbütün farklıdır. İzale-i şuyu davası, evrak numarası 2024/1303 ile
devam etmekte olup, birinci duruşması 18 Nisan 2025 tarihinde, saat 10.55’te İstanbul Anadolu 10. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülecektir”